Anasayfa / AilelerIcin / IlacAlerjileri / İlaç Alerjileri Nedir?

Aileler İçin

İlaç Alerjileri Nedir?

Genel olarak ilaç reaksiyonları

Hastalıkların tanı veya tedavisinde kullanılan dozlarda ilaca karşı gelişen zararlı ve beklenilmeyen cevap olarak tanımlanır. Bu reaksiyonların hepsi alerji kaynaklı değildir.

İlaçlarla en sık görülen reaksiyonlar ilaçların farmakolojik özellikleri ve dozları ile ilişkili, ilacı yeterli doz ve sürede alan normal insanların çoğunda görülebilen ve önceden tahmin edilebilen reaksiyonlardır. Yüksek doz parasetamole bağlı karaciğer yetmezliği, teofiline bağlı bulantı, baş ağrısı, antibiyotiklere bağlı pamukçuk oluşumu, kemoterapi ilaçlarına bağlı kusma ve saç dökülmesi bu tür reaksiyonlara örnek olarak gösterilebilir.

İlaç alerjisi terimi

İlaç alerjisi terimi ise bağışıklık sistemine ait mekanizmaların (immün mekanizmalar) rol oynadığı aşırı duyarlılık reaksiyonlarını ifade etmektedir. Bu mekanizmalar antikor aracılı veya hücre aracılı olabilir. Bu reaksiyonlar tüm reaksiyonların ancak %6-10 unu oluşturmaktadırlar. Alerjik reaksiyonlar ilaçların farmakolojik özelliklerine veya uygulandıkları doz ve süreye bağlı olmayan, toplumun sadece duyarlı olan küçük bir kısmında görülebilen ve önceden tahmin edilemeyen reaksiyonlardır. Antikor aracılığı ile oluşan reaksiyonlar: ilacın alınmasından sonraki ilk birkaç dakika ile birkaç saat arasında gelişen deride ürtiker, kaşıntı, öksürük, hışıltı, nefes darlığı, dilde ve boğazda ani şişme, aniden başlayan bulantı, kusma, tansiyon düşüklüğü, şok, bilinç kaybı gibi ciddi bulgularla seyreden reaksiyonlardır. Bu reaksiyonlarda ilacın ilk alınması sırasında bağışıklık sistemi tarafından yabancı olarak algılanıp ilaca özgü IgE yapısında antikor oluşur, ilaçla sonraki karşılaşmalarda bu antikorların ilaç molekülleri ile birleşmesi sonucu bağışıklık sistemindeki hücrelerden klinik bulguların ortaya çıkmasından sorumlu bazı kimyasal maddeler salgılanır. Hücresel mekanizmalarla oluşan reaksiyonlarda ise bağışıklık sistemine ait hücrelerden bazıları ilacı yabancı olarak algılar, bu hücrelerin çoğalması ve deri, karaciğer, böbrek gibi çeşitli organlarda yaptığı etkiler sonucunda döküntü, karaciğer enzimlerinde yükselme, böbrek tutulumu gibi klinik bulgular ortaya çıkar. Hücresel mekanizma ile oluşan reaksiyonlar ilacın alınmasından sonraki günler veya haftalar içinde gelişir.

Alerjik reaksiyonlar genellikle ilaçla ilk karşılaşmada değil, sonraki karşılaşmalarda görülür çünkü antikor yapımı ya da hücresel mekanizmaların oluşması için önceki karşılaşmalar gerekli olup bu sürece “duyarlanma “ adı verilmektedir.

Toplumun duyarlı olan küçük bir kısmında görülen ancak bağışıklık sisteminin rol oynamadığı bir başka reaksiyon türü de non-alerjik aşırı duyarlılık reaksiyonlarıdır. Aspirinle oluşan kulak çınlaması, radiokontrast maddeler veya vankomisinle oluşan anafilaksi benzeri klinik bulgular bu tür reaksiyonlara örnek gösterilebilir. Aspirin ve diğer steroid dışı antiinflamatuar ilaçlar özellikle erişkin yaş grubundaki astım ve beraberinde nazal polip bulunan hastalarda solunum sistemine ilişkin hışıltı ya da nefes darlığı gibi bulgularda artışa yol açabilirler.

Alerjik reaksiyona en sık yol açan ilaçlar

1-Antibiyotikler (penisilin ve penisilin dışı) 2-Aspirin ve diğer steroid dışı antiinflamatuar ilaçlar 3-Antikonvülzan ilaçlar 4-Monoklonal antikorlar 5-Kemoterapi ilaçları olarak sıralanabilir. Ancak tanıda ve tedavide kullanılan her türlü ilacın hatta reçetesiz satılan vitamin ve beslenme desteği gibi ürünlerin de alerjik reaksiyona yol açabileceği unutulmamalıdır.